Obez hastalarda uyku bozuklukları, gıda alımının artmasına katkıda bulunduğu ve kilo dinamiklerini olumsuz etkilediği gibi hastaların yaşam kalitesini düşüren faktörlerden biridir. Obezitenin uyku bozuklukları ve tip 2 diyabet ile ilişkisini doğrulayan yabancı çalışmaların verileriyle tutarlıdır. Aynı zamanda bariatrik cerrahi uygulandıktan sonra uzun dönemde hastaların vücut ağırlığındaki düşüşün uyku bozukluklarını olumlu ölçüde etkilediği gözlemlenmiştir.Bu yazımızda uyku apnesi obezite cerrahisi arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz.
İçindekiler
ToggleUyku Apnesi Nedir?
Uyku apnesi nedir; Bilimsel adı obstrüktif uyku apne sendromudur. Gece uyku sırasında nefes almanın azalması veya tamamen kesilmesi ile ilişkili yaygın bir patolojidir. Hastalık, üst solunum yollarının yumuşak dokularının geçici olarak çökmesi ile karakterizedir ve solunum tıkanmasına yol açar. Bu nedenle, 2 ila 60 saniye kadar kişi nefes almayı durdurur.
Uyku apnesi insan yaşamına doğrudan bir tehdit oluşturmaz. Solunum durduğunda kandaki oksijen konsantrasyonu azalır ve karbondioksit miktarı artar. Kritik bir ana ulaştıktan sonra medulla oblongata’da bulunan merkez uyarılır ve bu da solunumun yeniden başlamasını sağlar. Bu anda hasta aktif olarak horlar, solunum hareketlerinin sayısı artar. Gece boyunca bu yüzlerce kez yaşanabilir.
Uyku Apnesi Nedenleri
Uyku apnesi nedenleri üst solunum yolunun mekanik örtüşmesine dayanmaktadır. Bu, uyku sırasında orofarenks ve nazofarenksin yumuşak dokularının daralması ve gevşemesinden kaynaklanmaktadır. Normalde tam bir tıkanıklık oluşmaz ve kişi huzur içinde uyur.
Uyku apne sendromu gelişme olasılığını artıran faktörler şunlardır:
- Anatomik özellikler; kısa hava yolları, uzun uvula, kısa alt çene;
- Bademciklerin kronik enfeksiyon veya akut iltihaplanmaya bağlı olarak genişlemesi;
- Nazal septumun eğriliği;
Obezite;
- Kötü alışkanlıklar; alkol ve sigara, üst solunum yolunun kas tonusunu tahrip eder;
- Uyku hapı almak; bu ilaç grubu düz kasları gevşeterek tıkanma riskini artırır.
Uyku Apnesi ve Obezite Cerrahisi İlişkisi Üzerine Araştırma Sonuçları
20 obez hasta uyku apnesi obezite cerrahi alanında ameliyattan 4 yıl sonra gözlendi.
- Grup 6 erkek ve 14 kadından oluşuyordu; yaşlarının ortalaması 43 idi.
- 4 hastada laparoskopik ayarlanabilir mide bandı,
- 11 hastada laparoskopik uzunlamasına gastrik rezeksiyon,
- 5 hastada laparoskopik gastrik baypas cerrahisi uygulanmıştı.
Muayene protokolü, standart tanımlayıcılar kullanılarak ayrıntılı hastalık ve tedavi geçmişini içeriyordu. Ayrıca antropometri de sürece dahil edildi.
Tüm hastalar Epworth Uykululuk Ölçeği ve Berlin Uyku Apnesi Anketi’ne göre muayene edildi.
9 kişide uyku apnesi sorununun %55 azaldığı, 5 kişide %44 azaldığı ve kalanların sorunu sadece %10 yaşadığı tespit edildi.
Bu araştırmaya bağlı kalarak kişinin yaşam kalitesi, yeme içme alışkanlıkları ve günlük yorgunluk seviyesi dikkate alınarak obezite cerrahinin uyku apnesi üzerinde en az %50 oranında azalttığı saptanmıştır.
Uyku Apnesi ve Obezite Cerrahisi Araştırması
Obezite cerrahi ve uyku apnesi arasındaki güçlü ilişkiyi ortaya çıkaran başka bir araştırma ise 2013 yılında Obesity Surgery Journal dergisinde yayınlandı.
Araştırmada 13 bin 900 kişi incelendi ve 69 farklı çalışma ile sonuçlar ortaya koyuldu. Çalışmanın sonuçları %75 oranında uyku apnesi sorununun ortadan kalktığını kanıtladı.
En az etkili olan yöntemin laparoskopik ayarlanabilir mide bandı olduğu tespit edildi.
En etkili olanın ise duodenal switch olması dikkat çekti.
Sonuçlar; obezite tedavisi için kullanılan yöntem ne olursa olsun uyku apnesine kesin bir çözümdür; Betimlemesi ile karara bağlandı.
Uyku Apnesi Obezite Tedavisi ile Geçer Mi?
Obezite nedeniyle tedavi olan çoğu hasta toplam vücut fazlalığının yüzde 50 ila 80’ini kaybeder.
Ameliyattan hemen sonra uykunuzda önemli bir rahatlama hissedersiniz. İyileşme süreci hemen başlar.
Ameliyattan 18 ila 24 ay sonra kilo verme süreci hızlanır ve ideal kiloya ulaşılmak için zorlu yol aşılır. Hastalar kilo verdiğinde bariatrik cerrahi, üst hava yolu etrafındaki yağ dokusunun azalmasına neden olan uyku apnesi ile oluşan üst hava yolu çökmesini ortadan kalkar.
Kilo verme sürecini devam ettirmek uyku apnesinin tekrar oluşmasını engellemek için önemlidir. Önerilen diyete olan bağlılığınız sayesinde kilo vermeye devam ederken uyku apnesinden de arınırsınız. Daha hızlı ve etkili sonuç için düzenli spor önerilmektedir.
Eğer gündüzleri yorgun hissediyor ve uyumak istiyorsanız uyku apneniz var demektir. Fazla kilonuz varsa bariatrik cerrahi alanında uzman hekimlerimizle iletişim kurabilirsiniz.
Süreç şu şekilde ilerleyecektir;
- Ameliyattan hemen sonra uyku apnesi semptomları azalır.
- İlk üç ay gündüz uykularınızda seyrekleşme olur.
- Ameliyattan bir yıl sonra, yaklaşık yüzde 80 ile 85 oranında apne sorunu ortadan kalkar.
- Eğer CPAP (hava yolu için destek cihazı) kullanıyorsanız yaklaşık 1 yıl sonra cihaz kullanımını sonlandırırsınız.
- Hastaların kilo verme sürecini sürdürmesi kritik öneme sahiptir.
- Diyetinizi terk eder ve kilo almaya başlarsanız uyku apnesi sorunu geri döner.
Obezite cerrahisi sadece uyku apnesini değil ilgili sağlık sorunlarının yüzde 70’ten fazlasını çözecektir.
Not: uyku apnesi fazla kilolu bireyler için ölüme neden olmaz. Ancak; morbid obeziteyseniz cihaz kullanmadan uyumak uyku apnesinde solunum durmasını uzun sürelere çekebilir ve yaşamınıza son verebilir. Cerrahi müdahale sonrasında uyku apnesi bağlı ölüm olasılığı yaşanmaz.
Obezite Her Zaman Uyku Apnesine Yol Açar mı?
Tüm obez kişilerde uyku sırasında nefes duraklamaları oluşmaz. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, bu hastalığın gelişiminin öncelikle servikal bölgedeki vücut yağ miktarından etkilendiğini göstermiştir: boyun çevresi ne kadar büyükse, yatarken hava yolları o kadar daralır.
Toplam vücut ağırlığı burada ikincil faktördür. Uyku apnesi obezite ile ilişkisi vücuttaki yağ miktarıyla değil, iç organların yağlanmasıyla oluşursa kilo fazlalığından kaynaklıdır.
Uyku Apnesi Obeziteye Yol Açar Mı?
Uyku apnesinin kişinin yağ yakma sürecini azalttığına daire kanıtlar vardır. Uyku bozuklukları, gece oksijen yoksunluğu, yağ metabolizmasında görev alan önemli hormonun salgılanmasında aksamalara neden olur. Sonuç olarak, kaloriler yağa dönüşürken kemik ve kas dokusunun hacmi azalır.